SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L BUYU’

<< 1013 >>

EK SAYFA - 1013-2

باب: من باع نخلا قد أبرت، أو أرضا مزروعة، أو بإجارة.

90. BİR KİMSE AŞILANMIŞ OLAN HURMA AĞACINI, EKİLİ TARLAYI SATARSA VEYA BUNLARDAN BİRİNİ KİRALAMA SURETİYLE ALIRSA

 

قال أبو عبد الله: وقال لي إبراهيم: أخبرنا هشام: أخبرنا ابن جريج قال: سمعت ابن أبي مليكة يخبر عن نافع، مولى ابن عمر: أنه قال: أيما نخل بيعت، قد أبرت لم يذكر الثمر، فالثمر للذي أبرها، وكذلك العبد والحرث،

سمى له نافع هؤلاء الثلاث.

 

[-2203-] İbn Ömer'in r.a. azatlı kölesi Nafi' şöyle demiştir: "Döllenmiş olan hurma ağacı satıldığı zaman, meyvenin de satıma dahil olduğu söylenmemiş ise meyveler, ağacın döllenmesini sağlayan kimseye ait olur. Malı bulunan kölenin ve ekini bulunan tarlanın satılması da böyledir." Nafi' İbn Cüreyc'e bu üç hususu belirtmiştir.

 

Tekrar: 2204, 2206, 2379, 2716

 

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن نافع، عن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (من باع نخلا قد أبرت فثمرتها للبائع، إلا أن يشترط المبتاع).

 

[-2204-] Abdullah İbn Ömer'den rivayet edildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "DölIenmiş hurma ağacı satıldığı zaman, müşteri aksini şart koşmadıkça, meyvesi satıcıya ait olur."

 

 

AÇIKLAMA:     Hurma döllemesi, dişi hurmanın çiçeği yarılıp, erkek hurmanın çiçeği (polenleri) onun içine yerleştirilmek suretiyle yapılır. Hiçbir şey konulmadığı halde, sadece döllenme vaki olsa yine aynı hükümdedir. Çünkü burada hüküm döllenmeyle ilgilidir.

 

"Köle" ile, şu hadise işarette bulunulmuştur: "Bir kimse, mala sahip kölesini sattığı zaman, müşteri aksini şart koşmadıkça, kölenin malı satıcıya aittir." Hurma ile benzerlik yönü, meyve ve malın, asıl satılan şeylerin dışında bir fazlalık olmasıdır.

 

Ekin konusunda Kurtubı şöyle der: "Bu gibi durumlarda her şey, halkın uyguladığı adete geleneğe ve nesilden nesile aktarılan mahalli bilgiye göre döllenir. Bir şey yapıldığı zaman meyve veriyor ise söz konusu işlem, dölleme / aşılama anlamına gelir.

 

Nafi'in aşağıda gelecek olan rivayetinde, "Kim bir hurma ağacının döllenme işlemini yaptıktan sonra ağacı satacak olursa" şeklinde geçmektedir.

 

Bu hadis lafzı itibariyle, üzerinde döllenmiş olan meyve bulunan hurma ağacının satılması halinde meyvelerin satım akdine girmeyeceğine, satıcının mülkiyetinde kalacağına delil olarak getirilmiştir. Mefhumu itibariyle ise, eğer ağaçtaki meyveler döllenmemiş durumda ise satım akdine dahil olduğu ve meyvelerin müşteriye ait olduğuna delil olarak kullanılmıştır. Alimler çoğunluğu bu görüştedir. Evzaı ve Ebu Hanife bu görüşe karşı çıkarak şöyle demişlerdir: "İster döllemeden önce isterse sonra olsun meyveler satıcıya ait olur."İbn Ebu Leyla ise, aksi bir görüş belirterek, "Meyveler mutlak olarak (her durumda) müşteriye ait olur" demiştir.

 

Bütün bu görüşler, hurma ağacının satılması sırasında meyveden bahsedilmemesi halindedir. Eğer müşteri, meyvelerin kendisine ait olmasını şart koşarsa onun olur. Satıcı da, döllemeden önce, meyvelerin kendisinde kalmasını şart koşarsa onun olur. Burada İmam Malik farklı bir görüş belirterek, "Satıcının, meyvelerin kendisinde kalmasını şart koşması caiz değildir" demiştir.

 

Ağaçları kimin dölleyeceğine yönelik hiçbir taraf bir şart ileri süremez. Ancak kendiliğinden dölleme işlemini gerçekleştirirse bu görüşü benimseyen bütün alimlere göre hüküm yine değişmez. Hadiste müşterinin, meyvelerin kendisine ait olmasını şart koşmasından bahsedilmiştir. Buradan yola çıkılarak meyvelerin tamamını şart koşmak caiz olduğuna göre, bir kısmı da şart koşabilir sonucuna varılmıştır. Bu durumda hadisteki lafız sanki şöyle olur: "Müşteri, meyvelerden hiçbir miktarın kendisine ait olmasını şart koşmadıkça." Hadiste, mef'ulün hazfedilmesindeki (gizli tutulmasındaki) incelik de buradadır.

 

Şafiiler şöyle derler: "Bir hurma bahçesinin, hurmaların bazıları döllenmiş, bazıları döllenmemiş bir halde satılması halinde meyvelerin tamamı satıcıya ait olur." İmam Ahmed İbn hanbel'e göre, aşıladığı hurmaların meyvesi satıcıya, aşılamadıklarının meyvesi ise müşteriye ait olur. Malikiler ise hükmü, ekseriyete göre vermişlerdir. (Yani, aşılanan daha fazla ise, meyvelerin tamamı satıcıya, aşılanmayanlar daha fazla ise müşteriye ait olacaktır.)

 

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1.Hurmaları aşılamak caizdir.

 

2. Burada sözü edilen hüküm, erkek hurma ağaçlarına değil, yalnızca dişi hurma ağaçlarına aittir. Erkek ağaçlardan olan meyveler ise satıcınındır.

 

3. Bazı Şafii alimler, erkek - dişi ağaç ayırımına gitmeden sadece aşılama olup olmamasını dikkate almıştır.

 

4. Akdin müktezasına (gereklerine) aykırı olmayan şartlar akdi geçersiz kılmaz. Dolayısıyla bu tür şartlar, şart ve satım ın birlikte yapılması yasağı kapsamına girmez.

 

5. Tahavi bu hadisi, meyvelerin, kızarıp tatlanma meydana gelmeden önce de satılabileceğine delil olarak getirmiştir. Ancak Beyhaki ve diğer bazı alimler bu görüşü şöyle eleştirmiştir: Tahavi, konuyla ilgili olmayan bir hadisi delilolarak kullanmıştır. Kızarıp tatlanmadan önce satma hakkında, bu konuyu düzenleyen başka bir hadis bulunmasına rağmen, aşılama hadisinden hüküm çıkarmıştır. Oysa aşılama hadisi, burada delilolarak getirilemez. Çünkü ona göre, daha önce geçtiği gibi, satımın, aşılamadan önce ya da sonra yapılması arasında bir fark yoktur. Satıcı şart koşsun ya da koşmasın, meyveler müşteriye ait olur.

 

Aşılama hadisi ile kızarıp tatlanmaya başlamadan önce satımı yasaklayan hadisi uzlaştırmak kolaydır. Hurma ağacı satılırken, hurmalar ağaca tabi olarak satılmıştır. Yasaklayan hadiste ise meyveler ağaçtan bağımsızdır. Bu gerçekten çok açık bir durumdur. Doğrusunu en iyi Allah Azze ve Celle bilir.

 

 

باب: بيع الزرع بالطعام كيلا.

91. TARLADAKİ EKİNİN ÖLÇEKLE (KEYL) YİYECEK MADDESİ KARŞILIGıNDA SATMAK

 

حدثنا قتيبة: حدثنا الليث، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال:

 نهى رسول الله صلى الله عليه وسلم عن المزابنة: أن يبيع ثمر حائطه إن كان نخلا بتمر كيلا، وإن كان كرما أن يبيعه بزبيب كيلا، أو كان زرعا، أن يبيعه بكيل طعام، ونهى عن ذلك كله.

 

[-2205-] İbn Ömer r.a. şöyle anlatır: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Müzabene satışını yasakladı: (Bu satış şöyledir:) Kişi, eğer söz konusu olan hurma bahçesi ise, ağaçtaki yaş hurmayı, kuru hurma karşılığında ölçekle satar; üzüm bağı ise, yaş hurmaları, kurusu karşılığında ölçekle satar; ekin ise, kurusu karşılığında ölçekle satar. İşte bunların hepsini Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yasaklamıştır."

 

 

AÇIKLAMA:     İbn Battal şöyle demiştir: "Bütün alimler, ekinin, kuru yiyecek maddeleri ~ububat) karşılığında daha hasat edilmeden önce satılmasının caiz olmayacağı konusunda icma etmiştir. Çünkü bu, belirli bir şey karşılığında belirsiz bir miktar malın satılması işlemidir. Yaş (meyve vb. şeylerin), toplandıktan sonra kurusu karşılığında satılmasına gelince; bunların birbirine eşit olması imkan dahilindedir. Alimler çoğunluğu, aynı cinslerin birbiri karşılığında satılmasının, ister eşit, isterse biri diğerinden fazla olsun, caiz olmayacağı görüşündedir." Daha önce bu konuda geniş açıklama "alım-satım" bölümünün 63. bab/başlıkta yer alan 2146. hadisi incelerken yapılmış idi.

 

Tahavi, Ebu Hanife'nin, yaş ekinin, kuru hububat karşılığında satılmasını caiz görmesine şöyle bir delil getirmiştir: Alimler, yaş ekinin, yaş ekin karşılığında eşit miktarda satılmasının caiz olduğunda icma etmiştir. Oysa her ne kadar her biri de yaş olsa bile, yaşlık dereceleri eşit olamaz.

 

Bu görüş, nassa aykırı bir kıyas olduğu için eleştirilmiştir ki zaten böyle bir kıyas fasittir. Diğer yandan yaş meyva karşılığında yaş meyva satıldığı zaman farklılık olsa bile bu çok az bir farklılıktır. Dolayısıyla göz yumulabilen bir eşitsizlik vardır. Fakat kuru karşılığında yaş satılırken durum bundcın farklıdır. Çünkü aralarındaki fark çok büyüktür. Allah (c.c) en iyisini bilir.

 

 

باب: بيع النخل بأصله.

92. HURMA AĞACINI KÖKÜYLE BİRLİKTE SATMAK

 

حدثنا قتيبة بن سعيد: حدثنا الليث، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما:

 أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (أيما امرئ أبر نخلا ثم باع أصلها، فللذي أبر ثمر النخل، إلا أن يشترطه المبتاع].

 

[-2206-] İbn Ömer r.a.'in nakletliğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Bir kimse, hurma ağacını aşıladıktan sonra ağacın kendisini satarsa, müşteri aksini şart koşmadıkça meyveler aşılayan kimseye ait olur."